Günümüzde herkesin verisi çok önemli. Gerek şahıslar gerek firmalar geçmişe dönük belge ve verilerini depolama ihtiyacı duyarlar. Bunlar düğün fotoğrafları da olabilir hukuki belgeler de. Ayrıca teknolojik gelişmeler yaşandıkça depolama teknolojileri de yalnızca gelişmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni yöntemler ortaya çıkıyor. İnternet erişiminin tüm dünyaya yayılması ve yüksek hızlara ulaşması ile artık bulut depolama sistemleri kullanılmaya başlandı.

Bu sistemler sayesinde cihazınız arızalandığında verileriniz bulutta güvende kalıyor, farklı cihazlardan ve konumlardan buluttaki verilerinize anında ulaşabiliyorsunuz ve verilerinizi kolaylıkla diğer insanların da erişimine açabiliyorsunuz. Bunlar hem şahıslar hem de işletmeler için çok kullanışlı özellikler.

Ne yazık ki sürdürülebilirlik açısından baktığımızda bulut depolama sistemleri hiç de masum değil. Bulut depolama merkezlerinde binlerce bilgisayar ve bellek, aynı anda ve sürekli çalışır hâlde dosyalarınıza erişebilmeniz için hazırda bekliyor. Bu süreçte de sürekli elektrik harcayarak karbon salınımına sebep oluyorlar ve devamlı ısı ürettikleri için su ile soğutulmaları gerekiyor.

Peki alternatiflerimiz neler?

Bir bulut sisteme gerçekten ihtiyacınız var mı? Öncelikle bunu değerlendirmeniz gerekiyor.
Eğer nadiren eriştiğiniz eski verilerinizi güvenle depolamanız gerekiyorsa bunları dış belleklere kaydederek rafa kaldırabilirsiniz. Yüksek dosya transfer hızı sağlayan SSD tipi bellekler pek hesaplı olmasa da artık yeni bilgisayarlarda daha az tercih edilen HDD tipi bellekleri hesaplı bir şekilde temin etmek mümkün. Üstelik bu bellekler her dosya yazılıp silindiğinde ömrü kısalsa da mevcut dosyalara erişildiğinde hiçbir zarar görmüyorlar. Bu da hem kullanılmış bellekleri de değerlendirebileceğiniz hem de dosyalarınızı bir kere kaydettikten sonra sonsuza kadar erişebileceğiniz anlamına geliyor.

Eğer dosyalarınızı aktif olarak kullanıyor ve ofisinizdeki birden fazla cihaz üzerinden ulaşıyorsanız yerel ağınıza bir depolama birimi dahil edebilirsiniz. Bir bulut sistemine ve veri merkezine kıyasla bu yöntemin karbon ayak izi çok daha az olacaktır. Üstelik bunun için profesyonel ekipman veya yardıma ihtiyacınız olmayabilir. Birçok modem arkasındaki USB girişine bir bellek bağlandığında ağa bağlanan tüm cihazlara erişim sağlıyor.

İhtiyaçlarınız dolayısıyla bulut sistemleri kullanmak durumundaysanız hâlâ uygulayabileceğiniz birkaç yöntem var.
Öncelikle arşivinizi düzenleyebilirsiniz. İlk bakışta önemsiz bir ayrıntı gibi görünebilir ancak yüksek boyutlu arşivlerde çoğu zaman bir dosyanın tekrarları ve eski versiyonları bulunur. Alışkanlıkla tekrar tekrar kaydettiğimiz bu dosyalardan kurtularak bile arşivinizin boyutunu büyük oranda düşürebilirsiniz.

Geriye kalan dosyalarınızın boyutunu daha da fazla düşürmek için ise dosyalarınızı paketler halinde sıkıştırabilirsiniz. Sıkıştırma yazılımları bazı şifreleme yöntemleri kullanarak dosyaları daha küçük hale getirebilir. Dosyalarınızı paketlere ayırarak birleştirmek aynı zamanda arşivinize düzen katar ve dosya indirme/aktarma işlemini hızlandırır.

Diğer yandan kullandığınız bulut tedarikçisinin sürdürülebilirliği gözettiğinden emin olabilirsiniz. Veri merkezleri çok fazla enerji kullandıkları gibi ısı da üretirler ve soğutma sistemleri de büyük miktarda enerjiye ihtiyaç duyarlar. Son zamanlarda bazı bulut sistemleri yenilenebilir ve sürdürülebilir enerjiye yönelmeye ve daha az enerjiyle daha iyi sonuçlar veren soğutma sistemlerini test etmeye başladılar. Gerek kullandığınız fiziksel bellekleri gerek bulut sistemlerini sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğinizde daha bilinçli bir tüketici olur ve dünyamızı daha sürdürülebilir hâle getirmeye yardımcı olabilirsiniz.