Durmaksızın yepyeni teknolojilerin geliştirilip piyasaya sunulması, artık hayatımızın normal akışının bir parçası hâline geldi. Her geçen gün yepyeni olasılıkların ve dijital devrimlerin bizi beklediği bu dijital çağda yaşayanlar olarak ise sorumluluk bilincine sahip olmamız çok önemli. Sonuçta hiçbir değişim asla tek yönlü kalmıyor; beraberinde yeni problemler, çözümler ve kavramları getirerek aslında bir değişim zinciri başlatıyor. Restoranlarda fiziksel menülerin yerini artık QR kodlu menülerin alması gibi küçük değişiklikler bile, teknolojinin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne seriyor.

Tüm bu süreç sırasında çöpe dönüşen televizyon, bilgisayar ve elektronik ev eşyaları gibi elektronik aletlerden oluşan elektronik atıklar, kısaca e-atıklar, hayatımızda büyük bir hızla gerçekleşen teknolojik değişimlerin bir sonucu. E-atık artışının önüne geçmek ise Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 3, 6, 8, 11 ve 12. maddeleri kapsamında yer alıyor; çünkü e-atıkların varlıkları bir kenarda dursun, dikkatsiz şekilde imha edilmeleri bile çevreye büyük zararlar veriyor. Elektronik araçlar için gerekli olan ham maddelerin madenciliğinden bu araçların e-atığa dönüşmesi ve atıkların ayıklanmasına kadar olan süreçte ise ciddi bir eşitsizlik ve emek sömürüsü söz konusu.

E-atıklar, zaman zaman teknolojideki doğal değişimlerin ve devrimlerin sonucu olabiliyor. Örneğin, 21. yüzyıla girdiğimizden bu yana müzik dinleme yöntemlerimiz ve kullandığımız araçlar değişti; önce CD ve DVD çalarlar, sonra da MP3 çalarlar e-atıklara dönüştü. Böylesi değişimler kaçınılmaz olsa da bu, e-atıkların tamamının kaçınılmaz ve önüne geçilemez olduğu anlamına gelmiyor. Nasıl sürdürülebilir bir dünyanın önündeki en büyük engellerden birisi tüketim çılgınlığı ise aynısı e-atıkların oluşumunda da geçerli. Piyasaya sürülen ve elde tutulabilir güncellemeler sunmayan sözde üst modeller ve kalitesiz ürünler, e-atık oluşumundaki artışın ana kaynağı denilebilir.

Tam da bu nedenle e-atıkları en aza indirgemek her birimizin çok temel ama etkili adımları uygulayarak alabileceği bir sorumluluk: Teknolojik aletlerimizi sonuna kadar kullanarak bir üst modele geçmekten gerekli olmadığı sürece kaçınmak, eski aletlerimizi çöpe atmak yerine imalatçılara geri teslim etmek, yeniden kullanımı teşvik etmek, en önemlisi de bilinçli tüketiciler olarak kaliteli ürünleri seçmek ve talep etmek gibi çabalar her birimizin özverisiyle gerçekleştirilebilecek adımlar.

21. yüzyıldaki teknolojik gelişmeler yaşantımız ile bütünleşmişken bizim de bu değişimlere değişim ile karşılık vermemiz gerekiyor. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak ve bu konuda çaba göstermek, bizim aslında pek de basit kişisel kararlarımıza ve sorumluluk bilincimize dayanıyor.

Yazar: Berra Okudurlar