2024 Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin ikinci gününde yapılan çevrim içi oturumlarda, gıda kaybının azaltılmasına yönelik önem arz eden iş birliği ve yeniden dağıtım konuları ele alındı. The Global Food Banking Network’den MEA Bölgesi Direktörü Gabriela A. Kafarhire ve Temel İhtiyaç Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk katılımıyla gerçekleşen oturum, gıda kaybının ciddiyeti ve önlenmesi konusunda gerekli adımları atmanın ehemmiyetine bir kez daha dikkat çekti. Her iki konuşmacı da şirket politikaları olan gıda bankacılığının detaylı tanımını şu şekilde özetledi: “Gıda bankacılığı; bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine ve doğal afetlerden etkilenenlere ulaştıran, kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonları ifade eder.”
Konuşmanın ilk dakikalarında söz alan Kafarhire, dinleyicilerle son derece dikkat çeken istatiksel veriler paylaştı. Bugün yaklaşık 783 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini, 3,1 milyardan fazla insanın maddi imkanlarının sağlıklı bir beslenme planına el vermediğini, 2,4 milyar insanın ise gıda güvencesinin bulunmadığına değindi. Konuşmada ilgi çeken kısımlardan bir diğeri de gıda güvencesizliğinin erkeklere nispeten kadınlar arasında %10 daha fazla olmasıydı.
Kafarhire, “Gıda yalnızca temel bir ihtiyaç olmanın ötesindedir. Güvenli ve besleyici gıda, insanların tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlar. Sağlıklı ve kültürel açıdan uygun gıdaya devamlı olarak erişim, toplumların gelişmesine yardımcıdır ancak bugün milyarlarca insan gıda güvencesizliği ile karşı karşıyadır.” diyerek dünyadaki gıda kaybını daha detaylı bir şekilde ele aldı. Akabinde gıda güvencesi sorununu 2030 yılına kadar çözmek için 400 milyar dolarlık bütçeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Gıda sistemleri basamaklarında tedarik zincirindeki gıda kaybı ve gıda atığı süreçlerinin incelendiği kısım da epey dikkat çekiciydi. Hasatla başlayan gıda tedarik sürecinde gıda kaybının etkisini iyiden iyiye gösterdiği kısmın hasat sonrası, depolama ve dağıtım, işleme ve paketleme esnasında olduğunu belirtti. Gıda atığının ise en çok marketlerde ve evlerde ortaya çıktığını, dolayısıyla bu durumu önlemede bireysel çabanın tahmin edilebileceğinden çok daha büyük bir etki oluşturacağını ısrarla vurguladı. The Global Food Banking Network’ün (GFN) açlığı bitime konusunda yürüttüğü projelere değinen Kafarhire, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı:
“Misyonumuz gıda fonlarını bir araya getirip güçlendirerek dünya çapında açlık çeken insanlar için gıda tedarik etmektir, bu amaç doğrultusunda vizyonumuz açlığın olmadığı bir dünyadır. Şirket politikamızın öncelikleri arasında daha dayanıklı bir komünite için yerel gıda bankalarını fonlamak, kadın ve çocukların açlığını sonlandırmak ve hem küresel hem bölgesel ürün pazarlarıyla iş birliği yürütmek suretiyle sıfır açlık politikasını hayata geçirmektir. Bu doğrultuda 2023 yılında paydaş 50 ülke, 54 gıda bankası ve 76 bin bölgesel organizasyonun desteğiyle 16’sı çocuk, 21’i kadın olmak üzere 41 milyon insana 1,7 milyar öğün desteğinde bulunduk. Gelecek yıllarda çok daha fazla sayıda insanın açlığını bitirmeyi amaçlıyoruz. Başarımızı katlayarak arttırmaya yönelik çalışmalarımızı var gücümüzle yürütürken paydaşlarımızın daim desteğine sahip olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
Oturum devamında ise Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) Yöetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk söz aldılar. Tibuk konuşmasında Türkiye’de gıda israfına yoğunlaştı: “Türkiye’de her yıl 18 milyon gıda çöpe atılıyor ve bu gıda israfının %42’si evlerimizde gerçekleşiyor. En çok israf edilen gıdalar arasında ise meyve, sebze ve tahmin edileceği üzere ekmek bulunuyor. Öyle ki yapılan araştırmalarda her gün 13 milyon adet ekmeğin israf edildiği ortaya çıktı. Bir günde üretilen toplam ekmek miktarının 90 milyon adet olduğu düşünüldüğünde durumun vahimliği gözler önüne seriliyor.”
TİDER olarak Türkiye’deki israfın son bulmasına yönelik çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini belirten Tibuk, TİDER Gıda Bankacılık Ağı sayesinde 38 ilde 72 gıda bankası kurduklarını açıklayarak gıda israfını sonlandırma çalışmalarına katkılarını paylaştı. Ayrıca, Gıda Bankacılığı Kanunu kapsamında yapılan bağışların %100’ünün vergiden düşülebildiğini, bu sayede ürünleri atık yerine gider yazarak vergi avantajı sağlayabileceğini paylaşan Tibuk; dinleyicileri TİDER üzerinden açık ve şeffaflığı ispatlanmış gıda bankalarına bağış yapmaları için teşvik etti.
Sonuç olarak 2024 Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin ikinci gününde gerçekleşen çevrim içi oturumlar, dünya genelinde gıda kaybı ve israfının ciddi boyutlarını gözler önüne serdi. Gabriela A. Kafarhire ve Hande Tibuk’un vurguladığı üzere; gıda kaybını önleme ve gıda bankacılığı gibi sistemlerin güçlendirilmesi hem bireysel hem kurumsal düzeyde iş birliği ve farkındalık gerektiriyor. Gıda güvencesizliğinin ve israfın azaltılması, yalnızca açlıkla mücadele etmekle kalmayıp daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir toplum inşa etmenin de temelini oluşturuyor. Her bir bireyin ve kuruluşun bu çabaya katkısı, daha adil ve açlıktan arınmış bir dünya için büyük bir adım olacaktır.
Yazar: Nefise Zehra Bayar