Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan (SKA) ve bu amaçların dünyamız ve sürdürülebilirlik için kıymetinden daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Bugün, bu hedefler doğrultusunda, günümüz küresel ekonomi şartlarında belki de en önemli hedeflerden biri olan ve SKA’da birincil belirlenen “Yoksulluğa Son” hakkında konuşacağız.

Bu hedefin genel amacı yoksulluğun tüm biçimlerini her yerde sona erdirmek şeklinde. Bu bağlamda 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılması, yoksulluk içinde yaşayan her yaştan kadın, çocuk ve erkek oranının azaltılması, herkes için geçerli ve yeterli sosyal koruma sistemleri ile ekonomik kaynaklara ulaşımın sağlanması öncelikli konular arasında.

Temel hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, mülk sahibi olabilme haklarının güvence altına alınması ve miras, doğal kaynaklar ile teknolojiye erişimin artırılması hedefleniyor. Finansal hizmetlerde eşit hakların sağlanması, yoksul bireylerin dayanıklılığının artırılması ve aşırı hava olayları, doğal afetler ile çevresel şoklara karşı kırılganlıklarının azaltılması da büyük önem taşımakta.

Özellikle en az gelişmiş ülkelerde olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğun her anlamda sona erdirilmesi için çeşitli programlar ve politikalar geliştirilmekte, bu politikaların etkinliği için kaynak yönetimi sağlanmakta ve hızlandırılmış yatırımlarla desteklenmekte. Son olarak; yoksulluğa yönelik eylemlerin sürdürülebilir olması için eşitlikçi ve sağlam politika altyapılarının oluşturulması hedefleniyor.

Ana hatlarıyla birinci amaç için belirlenen odak noktalarını böylece özet geçtikten sonra, bu alt hedefler doğrultusunda yoksulluğu dünya çapında bitirmek için bugün gelinen nokta nasıl bir bakalım:

Genel hatlarıyla resmi inceleyecek olup 2024 BM SKA raporuna bakarsak görüyoruz ki; özellikle COVID-19’un devam eden etkileri, dünya çapındaki jeopolitik çatışmalar ve kötüye giden iklim değişikliği başta olmak üzere çeşitli sebeplerden, tüm amaçlarda yalnızca %17’lik bir ilerleme kat edilmiş. Raporda göze çarpan bir başka nokta ise, 2022 yılına gelindiğinde son dört yıla nazaran 23 milyon bireyin daha, aşırı yoksulluğa sürüklenmiş olması. Ne yazık ki, 100 milyonu aşkın insanın da açlık krizi yaşadığı bu raporla gözler önüne seriliyor. Rapor için baz alınan ülkelerin beşte üçü ise aşırı yüksek gıda fiyatlarından yaşanan mağduriyet sebebiyle açlık güvensizliğiyle karşı karşıya.

Günümüz dünyasında, 700 milyondan fazla birey aşırı yoksullukla mücadele etmekte. Amaçlarda odaklanılan ana hatların yanı sıra; sağlık, eğitim, temiz su ve hijyen gibi yaşam için gerekli en temel ihtiyaçlar konusunda bile büyük sıkıntılar çekiliyor. Bu yoksulluk çoğunluğu, dünyadaki en zengin ülkelerde bile iç karartıcı bir noktada. Öyle ki bu en zengin ülkelerde bugün, 30 milyon çocuk yoksulluk içinde büyüyor.

Fakat SKA’nın belirlenmesinin üzerinden geçen 10 yılda, olumlu yönde gelişmeler de yaşandı: Örneğin 2024 Brezilya G-20 başkanlığında, “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak” kurulmuş, bu ittifak ile birlikte 2030’a kadar 150 milyon çocuğa yemek ve 500 milyon bireye sosyal koruma sağlama amaçları belirlendi.

Birçok ülkede özellikle kız çocuklarının eğitime erişimi ve okuryazarlık oranında artış; uygulanan mikrofinans programlarıyla küçük işletmelere destek ve bu yolla ekonomik bağımsızlık; Dünya Bankası ve BM gibi uluslarası kuruluşların başlattığı çeşitli programlar ve politikalar; Hollanda IHH gibi kuruluşların dünya çapında yoksul ailelere yaptığı konut, ev eşyası ve meslek edinme becerisi yardımları; birinci hedef için dünya çapında kat edilen ilerlemelere örnek gösterilebilir.

Yazar: Zeynep Erman