Su kaynaklarının sürdürülebilir idareyle kullanılması, ekosistemlerin korunması ve insanlığın geleceği için hayati bir öneme sahiptir. Artan nüfus ve sanayileşme; su tüketimini arttırıp suyun etkili kullanılmasını her geçen gün giderek daha da zorlaştırırken sanayide su kullanımı, su ayak izi, sürdürülebilir balıkçılık ve tarımsal sulama gibi temel su kullanım alanlarının sürdürülebilir yönetimini ele almak dünyamızın geleceği için elzem hale gelmiştir.

Sanayi dallarının temel tüketim kaynağı olan suyun üretim süreçlerinde verimli kullanımı hem maliyetleri düşürür hem de su ayak izini azaltır. Su ayak izi (water footprint), bir ürünün üretilmesi veya bir faaliyetin gerçekleşmesi için doğrudan ve dolaylı olarak tüketilen tatlı su miktarını ifade eder. Sanayide kullanılan suyun miktarı ve kalitesi göz önünde bulundurularak, atık su geri dönüşümü sürdürülebilir çözümlerin temelidir.

Dünya genelinde suyun en fazla tüketildiği bir diğer alan ise tarım sektörüdür. Yine de verimli sulama teknikleri ve sürdürülebilir tarım uygulamaları ile su tüketimini azaltmak mümkündür. Damla sulama (drip irrigation) gibi yenilikçi yöntemler, tarımsal üretimdeki su israfını azaltmaya yardımcı olabilir. Bu teknik, bitkilerin sadece ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlar, böylece su tasarrufu sağlanırken toprağın verimliliği korunur.

Besin kaynaklarımızın önemli bir kısmını oluşturan denizler ve okyanusların korunmasının öneminin her ne kadar bilincinde olsak da aşırı avlanma ve kirliliğin bu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini göz ardı ediyoruz. Bu noktada çözüm yolumuz sürdürülebilir balıkçılıktan (sustainable fisheries), yani deniz canlılarının ekolojik dengelerini koruyarak avlanmaktan geçiyor. Bu yöntemle türlerin yok olmasını önlemek ve denizlerin sağlıklı kalmasını sürdürmek mümkündür.

Baktığımızda sürdürülebilir su kaynakları yönetimini sağlamak, okyanuslar, denizler ve diğer su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ile ekonomik büyüme elde edilmesini amaçlayarak olabilir. İşte tam da bu noktada su kaynaklarının korunmasıyla sürdürülebilir bir gelir oluşturulması anlamına gelen “mavi ekonomi” (blue economy) terimi ile tanışıyoruz. Enerji üretimi, turizm, balıkçılık gibi denizle bağlantılı sektörlerin çevreye zarar vermeden gelişmesini hedeflerken, kaynakları tüketmek yerine, onları yenileyen bir ekonomi oluşturmayı amaçlar.

Sonuç olarak su yönetimi ve sürdürülebilirlik alanında kullanılan İngilizce terimlerin Türkçe çevirileri, bu konulardaki farkındalığı arttırarak sürdürülebilir çözümler geliştirilmesine katkı sağlar. Sürdürülebilir su kaynağı yönetimi kolektif bilinç ve sağduyu ile gerçekleşeceğinden uluslararası çalışmalarda adına sıkça rastladığımız terimler gerçek manayı yansıtmalıdır. Böylelikle ülkelerin ve uluslararası şirketlerin gezegenimizi iyileştirmek adına attığı ve atacağı adımlar, sürdürülebilirlik konusunda iş birliği yapılmasına olanak tanıyacağından gelecek nesillere temiz ve sürdürülebilir su kaynağı bırakacaktır.

Yazar: Nefise Zehra Bayar