Dünya Çeviri Günü’nde, çevirmenlerin küresel sürdürülebilirlik hedeflerindeki vazgeçilmez rolünü kutluyoruz. Sürdürülebilirlik, tüm dünyayı ilgilendiren bir mücadele ve bu mücadelenin başarısı, dillerin ve kültürlerin sınırlarını aşmakla mümkün. Çevirmenler, farklı toplumlar arasında bilgi akışını sağlayarak, küresel zorluklara ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik çözüm arayışlarında etkin rol oynuyor. Onlar olmadan, her alanda olduğu gibi sürdürülebilirlikte de uluslararası başarı elde etmek mümkün değil!

Sürdürülebilirlikte Çevirinin Önemi ve Sürdürülebilirlik Çevirisi

Çevresel, ekonomik ve toplumsal dengeyi koruma amacıyla yapılan çalışmaları kapsayan, çok boyutlu bir kavram olan “sürdürülebilirlik”; dünyanın dört bir yanındaki devletler, şirketler ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalar yürüttüğü bir alandır. Bu amaç doğrultusunda oluşturulan ve şirketlerin sürdürülebilirlik çabalarını şeffaf bir şekilde ortaya koyarak performanslarını izlemelerini sağlayan sürdürülebilirlik raporları, paydaşların uluslararası düzeyde doğru bilgilendirilmelerini sağlar. Söz konusu raporların etkili bir şekilde çevrilmesi, çalışmaların global ölçekte ses getirmesi için temel bir unsurdur.
Sürdürülebilirlik çevirisi; sürdürülebilirlik alanında yazılmış raporlar, kılavuzlar ve eğitim materyalleri gibi belgelerin çevirisine verilen genel isimdir. Belgelerin doğru anlaşılması ve en iyi şekilde aktarılması, metin türü analizinin yapılmasını ve uygun terminolojinin kullanılmasını gerektirir. Dolayısıyla sürdürülebilirlik çevirisinin özenle seçilmiş bir çeviri ekibi tarafından yürütülmesi büyük önem taşır.

Gündemimize gitgide damgasını vuran bir alan olarak sürdürülebilirliğin herkes tarafından anlaşılır kılınmasında terimlerin çevrilmesinin ve yaygınlaştırılmasının yeri de yadsınamaz. Sürdürülebilirlik terimlerinin yaygın çevirilerinin kullanılması, mesajın doğru aktarılmasını sağlar. Örneğin “carbon neutralization” terimi, çevre politikalarında sıkça kullanılan bir kavram olup hem “karbon denkleştirme” hem “karbon nötrlüğü” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gibi ikilemler karşısında çevirmenler paralel metin analizleri yapıp benzer konuda yazılmış metinleri inceleyerek çevirinin kültürel boyutta doğru aktarıldığından emin olurlar. Kavramların eşleniklerinin bulunmaması durumunda ise yaratıcı çeviriye (transcreation) başvurarak dilin bu alanda bağımsızlığına kavuşmasını sağlarlar. Sürdürülebilirlik alanında dili kullanma biçimimiz geliştikçe ve yeni türetilmiş kelimeler yaygınlaştıkça sürdürülebilirliğin bir değer olarak toplumda edindiği yer sağlamlaşacaktır
Sürdürülebilirlikte çevirinin taşıdığı önemin altında yatan bir başka büyük sebep, sürdürülebilirliğin bir alan olarak uluslararası iş birliğini gerektirmesidir. İklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunlar ülke sınırlarını aşan meseleleri barındırırlar. Yanlış çevrilen metinler, bu iş birliğini zayıflatabilir ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Ayrıca sürdürülebilirlik raporları çoğunlukla uluslararası standartlara dayandığından çevirmenin hedef ülkenin yasal çerçevesini dikkate alarak metni yerelleştirmesi gerekebilir.

Benzer şekilde çeviride şirketin kurum kültürü ve hedef kitlesi de dikkate alınmalıdır. Sürdürülebilirlik raporları, paydaşlara şirketin sosyal sorumluluklarını ilettiğinden kurum değerlerini doğru ve açık bir şekilde yansıtmalıdır.
Sonuç olarak sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın ve faaliyetlerin arttırılabilmesinin mihenk taşı sürdürülebilirlik çevirisidir. Genel manada çeviri, yalnızca dilsel değil kültürel ve stratejik bir süreç olduğundan titizlikle yönetilmesi gereken bir iştir. Sürdürülebilirlik için hâlihazırda kritik bir önem taşıyan çeviri çalışmalarının bu alanda uzmanlaşmış ve kendisini adamış çevirmenler tarafından yürütülmesi yalnızca kalite güvencesi sağlamakla kalmaz, geleceğe yönelik de bir yatırım oluşturur

Yazar: Nefise Zehra Bayar