Sürdürülebilir Çeviri

Projenin Hikâyesi ve Amacı

Sürdürülebilirlik üzerine bir makale okurken, bir konuşma dinlerken ya da bir video izlerken “Acaba bu kelimenin Türkçesi neydi?” diye duraksadığınız oldu mu? Bizim için bu, neredeyse mesleki refleks. Çevirmenler olarak hiçbir kelimeyi kaçırmamaya, doğru karşılığı bulmaya odaklı çalışan bir beynimiz var. Son yıllarda bu bulmaca bizi iyice zorlamaya başladı çünkü sürdürülebilirlikle ilgili çeviri talepleri artmaya başladı. Firma olarak sosyal sorumluluk anlamında da konuyla doğrudan ilgilenince, kalkınma hedeflerinden 3 tanesi üzerine aktif çalışmaya başlayınca ve üst yönetimden staj ekibine kadar sürdürülebilirlikle ilgili global ve yerel sertifika eğitimleri de alınca fark ettik ki pek çok çevre, iklim ve ekoloji sözlüğü var ama doğrudan sürdürülebilirlik terimlerine odaklanan, kapsamlı ve güvenilir bir kaynak yok.

Bu eksikliği görmek yetmedi, doğruluğundan emin olduğumuz bir temele ihtiyacımız vardı. O yüzden işe sahadan başladık. Dört farklı sürdürülebilirlik zirvesine gittik, binin üzerinde katılımcıya sektörde sıkça geçen green washing teriminin Türkçe karşılığını sorduk. Herkes konuyu biliyor, İngilizce hâkimiyetleri gayet iyi, Türkçeleri de ana dilleri. Tek bir şekilde çevrilmesini bekledik ama 10 farklı cevap aldık. Ortak noktada buluşmak şöyle dursun, aynı masada farklı diller konuşuyor gibiydik.

Denemeye devam ettik. Carbon emission için yeni bir anket yaptık. “Salım mı, salınım mı, emisyon mu?” tartışması haftalarca tartışıldı. Down cycling ile üçlememizi tamamladığımızda ise gördük ki, mesele sadece hangi kelimeyi kullandığımız değil; o kelimenin bağlamı, çağrışımı ve kullanım şekli de önemli.

Tüm bu süreç bize şunu gösterdi: Karışıklık yaşıyorsak bu yalnızca bizim sorunumuz değil, sektörün ortak meselesi. Ve birilerinin bu işe el atması gerekiyordu. İşte tam da bu yüzden Sürdürülebilir Çeviri Projesi doğdu.

Projemizin kalbinde, her terimi kaynakçalarıyla birlikte sunmak, dilbilimsel açıdan incelemek, alternatifleri test etmek ve doğrulamak var. Çalışmalarımız, tek tek kelimelerden çok daha fazlasını hedefliyor: Ortak bir sürdürülebilirlik dili yaratmak.

Sürdürülebilirlik üzerine bir makale okurken, bir konuşma dinlerken ya da bir video izlerken “Acaba bu kelimenin Türkçesi neydi?” diye duraksadığınız oldu mu? Bizim için bu, neredeyse mesleki refleks. Çevirmenler olarak hiçbir kelimeyi kaçırmamaya, doğru karşılığı bulmaya odaklı çalışan bir beynimiz var. Son yıllarda bu bulmaca bizi iyice zorlamaya başladı çünkü sürdürülebilirlikle ilgili çeviri talepleri artmaya başladı. Firma olarak sosyal sorumluluk anlamında da konuyla doğrudan ilgilenince, kalkınma hedeflerinden 3 tanesi üzerine aktif çalışmaya başlayınca ve üst yönetimden staj ekibine kadar sürdürülebilirlikle ilgili global ve yerel sertifika eğitimleri de alınca fark ettik ki pek çok çevre, iklim ve ekoloji sözlüğü var ama doğrudan sürdürülebilirlik terimlerine odaklanan, kapsamlı ve güvenilir bir kaynak yok.

Bu eksikliği görmek yetmedi, doğruluğundan emin olduğumuz bir temele ihtiyacımız vardı. O yüzden işe sahadan başladık. Dört farklı sürdürülebilirlik zirvesine gittik, binin üzerinde katılımcıya sektörde sıkça geçen green washing teriminin Türkçe karşılığını sorduk. Herkes konuyu biliyor, İngilizce hâkimiyetleri gayet iyi, Türkçeleri de ana dilleri. Tek bir şekilde çevrilmesini bekledik ama 10 farklı cevap aldık. Ortak noktada buluşmak şöyle dursun, aynı masada farklı diller konuşuyor gibiydik.

Denemeye devam ettik. Carbon emission için yeni bir anket yaptık. “Salım mı, salınım mı, emisyon mu?” tartışması haftalarca tartışıldı. Down cycling ile üçlememizi tamamladığımızda ise gördük ki, mesele sadece hangi kelimeyi kullandığımız değil; o kelimenin bağlamı, çağrışımı ve kullanım şekli de önemli.

Tüm bu süreç bize şunu gösterdi: Karışıklık yaşıyorsak bu yalnızca bizim sorunumuz değil, sektörün ortak meselesi. Ve birilerinin bu işe el atması gerekiyordu. İşte tam da bu yüzden Sürdürülebilir Çeviri Projesi doğdu.

Projemizin kalbinde, her terimi kaynakçalarıyla birlikte sunmak, dilbilimsel açıdan incelemek, alternatifleri test etmek ve doğrulamak var. Çalışmalarımız, tek tek kelimelerden çok daha fazlasını hedefliyor: Ortak bir sürdürülebilirlik dili yaratmak.

Vizyon ve Misyon

Vizyonumuz, sürdürülebilirlik konusundaki kavramların Türkçede doğru, tutarlı ve erişilebilir biçimde yerleşmesini sağlayarak hem akademi hem de sektör arasında köprü kurmak; misyonumuz ise kaynakça temelli, disiplinler arası terim çalışmaları, eğitim ve farkındalık faaliyetleriyle sürdürülebilir dil politikalarının gelişimine katkıda bulunmaktır. Bu çerçevede terminolojiyi yalnızca tercüme etmek değil; dilbilimsel açıdan test edip alternatiflerini denemek ve kullanıcıya dayanaklı öneriler sunmak temel yaklaşımımızdır.

Terim Seçimi ve Anketler — Nasıl Çalışıyoruz?

Terimleri seçme sürecimiz kaynak taramasıyla başlar: uluslararası standartlar, akademik yayınlar, sektör raporları ve uluslararası kurumların sözlükleri ana referans kaynaklarımızdır. Ardından terim adaylarını linguistik ve sektörel açıdan değerlendiriyor, alternatif karşılıkları dilsel testlere tabi tutuyoruz. Haftalık LinkedIn anketleri ve saha geribildirimleriyle hangi karşılığın daha anlaşılır ve kullanışlı olduğunu ölçüyoruz; ayrıca 2024–2025 dönemi boyunca yüzlerce terim için veri tabanımıza giriş yaptık ve bu listeyi düzenli olarak güncelliyoruz.

Eğitim, İş Birlikleri ve DT Enstitü Desteği

Projeyi besleyen diğer bir unsur; düzenli çevirmen eğitimi ve kapasite geliştirme. DT Enstitü aracılığıyla düzenlenen eğitimler, çevirmenlerin yeni süreçlere ve sürdürülebilirlik terminolojisine uyum sağlamasını hedefliyor. Akademiyle yürütülen ortak çalışmalar ise hem öğrencilerin hem de sektörden profesyonellerin projeye katılımını kolaylaştırdı.

I. Sürdürülebilir Çeviri Zirvesi — Zirvenin Özeti ve Katkılar

22 Mayıs 2025’te İstanbul Beykent Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlediğimiz I. Sürdürülebilir Çeviri Zirvesi, projenin alan tarafından nasıl karşılandığını göstermesi açısından önemli bir kilometre taşı oldu. Zirve açılış konuşmaları, üç odaklandırılmış oturum ve terminoloji anketi ile sürdürülebilirlik terimlerinin Türkçeleştirilmesindeki zorlukları tartışmaya açtı. Etkinlikte akademi ve sektör temsilcileri bir araya gelerek yapay zekâ, kurumsal iletişim ve terimlerin kültürlerarası aktarımı gibi başlıklarda görüşlerini paylaştı.

Zirvede ele alınan oturumlar ve konuşmacılar şu şekildeydi:

“Yapay Zekâ Çağında Sürdürülebilir Yerelleştirme” oturumunda Google Senior Language Manager Hüseyin Mergan ve Decathlon Türkiye Yerelleştirme Takım Lideri Elif Yıldırım Beşkardeş,

“Kurumsal İletişim, Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik” başlıklı oturumda Borusan Boru Proje Yöneticisi Çağıl Zehni ve CO₂Notr Kurucu Ortağı Dr. Gökhan Türker,

 “Dilin Dönüşüm Gücü: Terimden Anlama Sürdürülebilirlik” oturumunda ise Dijital Tercüme CEO’su Senem Kobya ve Lomonosov Moskova Üniversitesi’nden Dr. Angelika Loginova katılımcılarla bilgi ve deneyimlerini paylaşarak disiplinlerarası soruları büyük bir açıklıkla yanıtladılar.

Ayrıca değerli bilim insanları Dr. İlkiz Tülek, Dr. Öğr. Üyesi Sara Bokaie, Dr. Sertaç Doğanay, Prof. Dr. F. Yeşim Ekinci, Prof. Dr. Emine Aksoydan, Dr. Öğr. Üyesi Rana Kahraman Duru, Assoc. Prof. Dr. Murat Çetin, Dr. Öğr. Üyesi Menekşe Ahbab, Ph.D yorum ve açıklamalarıyla projeye destek sundular.

Zirve ve projenin yürütülmesinde proje ekibi Bilal Şahinoğlu, Nefise Zehra Bayar, Fulya İncirliler, ana sponsor Dijital Tercüme ekibi adına proje yürütücüsü Beyza Belge, akademik destek veren hocalar ve çok sayıda gönüllü rol aldı. Akademik destek, üniversite ev sahipliği ve ana sponsorluğun yanı sıra saha geri bildirimleri, anket katılımları ve sosyal medya etkileşimleri projenin görünürlüğünü ve etki alanını genişletti. Bu kolektif çaba olmadan terminoloji çalışmalarının bu hızda ilerlemesi mümkün olmazdı.

Neden Önemli?

Sürdürülebilirlik kararları, doğru ve açık bir dil ile kamuoyuna, yatırımcılara ve paydaşlara aktarıldığında etkili olur. Yanlış veya tutarsız terim kullanımı, mesajın muhatabında kafa karışıklığına; en kötüsü uygulamalarda yanlış yönlendirmelere yol açabilir. Bu nedenle dilsel doğruluk, sürdürülebilir politikaların uygulanmasında teknik ve etik bir gerekliliktir. Bu nedenle terminolojinin titizlikle seçilmesi, kaynakça dayanaklı olması ve sektör-akademi iş birliğiyle test edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir Çeviri, tam da bu boşluğu kapatmaya çalışıyor.

Gelecek Adımlar

Proje başlangıcında gönüllülük, iş birliği ve şeffaf kaynak kullanımı ön plandaydı; bugün geldiğimiz noktada kapsamlı bir terimce ve düzenli içerik üretimi süreçleri de yürütüyoruz.

Projeyi genişletme hedefimiz; terminoloji veri tabanını büyütmek, daha fazla sektör paydaşı ile iş birliği kurmak, açık erişimli kaynaklar ve sürdürülebilir çeviri eğitim modülleri yayımlamak. Ayrıca her terimin arkasında kaynakça sunarak çevirinin şeffaf, izlenebilir ve güvenilir olmasını sağlamaya devam edeceğiz. Bu yaklaşımın, sürdürülebilirliği hem dil hem pratik düzeyde güçlendireceğine; Türkçede sürdürülebilirlik söyleminin netleşmesine ve uygulamaya dönüşmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Son güncelleme tarihi: 08.05.2025 00:23

©2024 Sürdürülebilir Çeviri

Sürdürülebilir Çeviri is part of Dijital Tercüme Ltd. - Turkey’s leading company in translation, localization, software, digital marketing and BTL.